Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | birinden/bir şeyden farklı olmak | contrast with someone or something f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (birinden/bir şeyden) farklı olmak | differ from (someone or something) f. | ||
I have nothing, of course, against Mrs McKenna’s opinions, which are bound to differ from my own. Elbette Bayan McKenna'nın benimkinden farklı olması kaçınılmaz olan görüşlerine karşı değilim. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | (birinden/bir şeyden) farklı olmak | stand apart (from someone or something) f. | ||
Öbek Fiiller | (birinden/bir şeyden) farklı olmak | vary from (someone or something) f. | ||
Öbek Fiiller | (birinden/bir şeyden) farklı olmak | vary with (something) f. |